Üç noktaya sığdıramadıklarımı sığdırmıştım bir Seni Seviyorum’ a.
İlk heyecanları biliyorum aslında, bahsetmişti dedem. İçinde sürekli bir şeyler hareket eder, aldığın nefes sana heyecan verir. Karnından kelebekler uçar gider, böcekler koşuşturur. Avuç içlerin terler, ciğerlerine çektiğin nefes eksik gelir bazen. Onu görünce yer ayaklarının altından kayar ama bu depremi sadece sen hissedebilirsin. Sesini duyduğunda ellerin titrer, ona baktığında elin ayağına dolanır. Karşısında konuşamazsın sesin titrer, bir saniye ayrı kalsan özlem içinde gel git eder. Bu masal gibi gelse de ben bugün o masalın kahramanı gibi hissediyorum. Sana söyleyecek çok şeyim var daha ama sadece şunu bilsen yeter, “ Seni Seviyorum.”
Seni seviyorum der ve giderler yazıyordu bir kitapta, bense gittiklerine hiç şahit olamadım. Gidemediler, gidemiyorlar, ısrarla kalıyorlar sol kaburganın içinde. Geceleri günlere bölüyorlar, en derin uykulardan uyandırıyorlar fakat gitmiyorlar. Kalmaya hevesliler.
Bir insan Seni seviyorum derken tam olarak ne demek ister? Ben sana seni seviyorum dediğimde sen ne hissediyorsun? Bütün sen’i seviyorum demek istiyorum; saçının her telini hatta her saç dibini, gülüşündeki tazeliği, elindeki beni, üstündeki tribi, içindeki hırçın meleği, iyini ve bazen kötünü. Seni sen olarak seviyorum kadın, seni senden ayrı sevmek olacak iş değil zira.
Giydiğin kırmızı hırkana kadar seviyorum seni. Her şeyini al getir benliğimi alıp götürürüm bu evden, yeter ki gel. Sahi kaç kere ayrı yataklarda uyuduk biz, bizden öncesini unutmuştuk. Sahi kaç basamak merdiven çıktık birlikte, sonrasında nefes nefese gülmüştük. Sahi kaç kaldırımda buluştuk, deliler gibi öpüştük…
Gözlerinden başladım, dudaklarına kadar indim. Ellerinle devam ettim, bazen omzunda dinlendim. Ayaklarına varana kadar indim ama hep sevdim. Ben seni sen yapan her şeyinle sevdim, ben seni bensiz ayrı benle muhteşem sevdim. Ben seni sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim. Bugün sor, yine seni seviyorum derim.
Kalbime kaç ok daha saplanmalı bu aşkı en dibinden söküp atmam için? Kaç kökünü çıkarmalıyım dalını kırdığın ağaçların? Su verdikçe büyür sandım fidanlarım, yapraklarım. Gerçi bırak bunları, asıl mesele okçular. Neden bu kadar oklamaya meraklılar? Bu insanların hedefleri hep 12 mi olmalı ya da 12’nin durduğu yerde kalbimin ne işi var? Kapı çalıyor gitmem gerek ama sen kal. Seni sevmeye de devam edeceğim kaldığım yerden, kendime sövmeye de…
Seni seviyorum mesajları yazımıza hız kesmeden devam ediyoruz, aşağıda birçok seni seviyorum mesajı bulabilirsiniz.
Ceplerimde biriktirdiğim küçük seni seviyorumlar var. Her seni gördüğümde biraz daha boy atıyorlar. Biliyor musun artık ceplerime sığmıyorlar. Yarısı senin kalbine, yarısı benim kalbime nakil istiyorlar.
Seni seviyorum sakallarında papatyalar büyüttüğüm Adam! Ama bu öylesine ağızdan çıkmış bir sevgi değil, kalbimin en çok sen kokan yerinden geliyor sesim duyuyor musun? Duymasan da ziyanı yok, ben biliyorum ya yeter. Seni seviyorum kalbimi ayaklarıyla ezen Adam! Görüyor musun nasıl kanıyor, en orta yerinde kanser başlıyor. Seni seviyorum beni diri diri mezara koyan Adam! Adamlığını da, aşksızlığını da, sakallarını da seviyorum başka türlüsü olamaz zira toprak altında sen aşkına değil iman aşkına kapılırdım.
+ Kaç dil var beni sevdiğini söyleyebildiğin?
– Seni seviyorumun dili yoktur ki, varsa zira yeterince sevmiyor demektir.
Ben her şeyi söyledim; gitme dedim, kal dedim. Sensiz bu ev nasıl güzel olacak burcu burcu kokacak dedim. Gözlerimin içine bakıp “ Hepsi bu kadar mı?” dedin. Ben konuşmaya devam ettim. Bu masa çift kişilik, bu yatak tek kişi için çok, çoraplar bile diğeri olmadan giyilmiyor, gitme. Gözlerinden damlalar düştü, son bir kez çevirip başını nemli gözlerinle bana baktın. Gitme dedim tekrar ve sen gittin. Ben her şeyi söyledim, söyledim de bir seni seviyorum diyemedim. Gururdan ölecektim, aşkıma değil gururuma yenilmiştim.
Toprağın suyu içine çekişi gibi seviyorum seni, rüzgârın dalları okşayışı gibi seviyorum. Bulutların gökyüzüne olan aşkıyla seviyorum seni, yağmurun yeryüzüne inerken ki heyecanıyla seviyorum. Kalbimin attığı kadar, dilimin yettiği kadar, gözlerimin baktığı kadar seviyorum seni.
Ellerinden öperek başlamalı güne, sonra kahvaltı masasında demli bir çay içmeli seninle. Şöyle denize karşı bir evde uzun uzadıya sohbetler edilmeli. Biraz edebiyat, biraz şiir, biraz da şair olunmalı. Yudum yudum sevmeli seni. Günün sonunda buğulu camların önünde, damlaların şahitliğinde seni seviyorum diyerek veda edilmeli güne.
Hayatımdaki tek gerçek sensin. Sen sevilmeye değer en değerli şeysin. Seni seviyorum kadın; bırak ellerin ellerime, gözlerim gözlerime, kalbin kalbime değsin.